10 Eylül 2011 Cumartesi

ahh şu sınavlar!

  Çılgınlar gibi ders çalıştım. Herhalde Aöf sınavı için ilk kez bu kadar çok çalıştım. Aaa bi keresinde çalışmıştım amma o gün de sınava yetişememiştim. Umarım geçerim derslerden zira artık lisans diploması almaktan umudumu kesmiş vaziyetteyim. Sadece önlisans diploması almaya razıyım. Kaçıncı senem olduğumu ve kaçıncı sınıfta olduğumu herkesten saklıyorum utancımdan.....
 Buna rağman  dün öyle bir gaflette bulundum ki! Şöyle anlatayım hemen:

  Maalesef evimizde yazıcı yok. Aslında yazıcımız daha doğrusu yazıcılarımız var ama kartuşları yok. Abimler yazıcıda kartuş bittiğinde gidip karttuş alıp takmakla uğraşmak yerine yeni yazıcı almak gibi bir mantık geliştirdiler de. Sınav giriş kağıdım elime ulaşmadığı için Zeynep'i (ablam olur) iş yerinden aradım sınav giriş belgemi çıkarır mısın dedim. Doğal olarak şifremi vermek zorunda kaldım. Tabi orada geçmiş dönem ve geçerli dönemdeki tüm sınav bilgilerim yer alıyo. Bunu tam da telefonda şifremi verirken farkettim sesim değişti yavaşladı, sesim kısıldı:

 -Ne? Ne dedin anlamadım, dedi.
 -Neyse neyse ben hallederim sen uğraşma

 diyecek oldum mübarekte öyle bir yardım etme mekanizması var ki israrla

-Ben çıkarırım, dedi dedi ve dedi.

 "Acaba notlarıma bakmış mıdır?" diye ben binbir telaş düşünedurayım "O kadar iş gücün içinde nasıl baksın canım" diye kendi kendimi teselli ettim. Hatta şifremi verip telefonu kapattıktan sonra o aradı ve ben korkumdan telefonu açamadım. Üstelik öyle rezil durumdaydım ki gidip telefonun fişini çektim hane halkı da açmasın diye.

 Korkunun ecele faydası yok. Akşam ablam geldi. Balık getirmişti onu yapmakla uğraşıyordu. Bişey söylemedi bana. Ben de galiba bakmamış diye seviniyodum. Sert bir ses tonuyla

-Sen bu gün ders çalıştın mı, diye sordu

  Dünyam başıma yıkıldı. Elim ayağım boşaldı anladım ki bakmış.

-hı hı, dedim.

 Dedim ama sesimi ben bile duymadım. Üstelemedi başka bişey demedi. Ama ne deddiğimi o da duymadı ki 1-2 saat sonra tekrar sordu ve ben bu kez yüksek sesle yalan söylemek zorunda kaldım.

 Çocuklara ders çalışın derken benim çalışmamam kadar ikiyüzlü başka bişey yok herhalde. Kendimden utanıyorum!!! Eğer buradan bu yazılanları okuyorsan Şeyma Ruken sana sesleniyorum:

  Zaten benim de tüm çabalarım benim gibi olmayasınız diye. (Sadece ders çalışma açısından söylüyorum yoksa ne kadar muhteşem olduğumun farkındayım) Keşke bana da benim size yaptığım gibi mükemmel uyarılar ve yönlendirmeler yapan, kendi yetenek ve zekanızı harcamanıza mani olaya çalışan muhteren birileri olsaydı da sizin gibi şanslı azınlıktan olabilseydim. Bak Zeynep'ten dolayı nasıl çalışıyorum nasıl yararıma oldu bu olay.

 Hem ayrıca ben çalışıcaktım. Gerçekten!!! Hatta bilgisayarın ekranında bile e-öğrenme portalı açıktı ama taze gelin Mehtap geldi ve evde onunla ilgilenecek başka kimse yoktu. Bende yalnız kalmasın diye onunla ilgilendim sonra da akşam oldu zaten.


Not: Aslında ben otobandaki psikopatı anlatmak için başlamıştım yazıya. Ama nereden nereye... Bi dahaki posta artık

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...