10 Eylül 2011 Cumartesi

otobanda dehşet!!!

 Bu sabah sınavım vardı. Bindim gideceğim yerin otobüsüne. Açtım kitabımı okumaya başladım. Cezmi Ersöz var şu ara elimde "Kafka Market". Kitap ne kadar akıcı olsa da artık çevreyi görebildiğimi hatırlayınca kapatıp çevreyi izliyim dedim. Çünkü gözlerim 2,5 derece miyop. 1,5 yıldır lens kulanmıyorum ve gözlükleri de yalnızca tv izlemek için kullanıyorum. Ki o da 4 ay önce kırıldı :( ben anca lens alabildim. Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim. Miyop olanlar bilir, gözlük ve ya lens kullanmaya başlayınca yeşil daha bi yeşil mavi daha bi mavidir, her şey çok daha canlıdır.

 Neyse ben daha fazla dağıtmadan hikayemize döneyim. E4'te otobanda ilerliyoruz Bağcılar yan yola girmemize çok az kalmış. Kafamı cama dayamış net görebilmenin sevinciyle etrafı seyrediyorum. Otobüs gayet sakin ilerliyor. Hem şoför hem yolcular gayet sakin. Kimsede bi telaş yok. Birden dışarıdan bi korna sesi geldi ama o kadar uzun sürdü ki ben kafamı kaldırdım nerden geliyo bu ses diye bakınmaya başladım. O esnada tam benim tarafta otobüsün sol yanına gri bir doblo geldi. Kornayı çalan oymuş. Arabanın şoförü Kurtlar Vadisindeki Memati'ye benziyordu. İçeriden kafasını uzatıp bizim şöföre bağıra çağıra bir şeyler söyledi. Bizim şoför bişey söyledi mi bilmiyorum, ben duymadım. Acaba aralarında ne tür bir husumet geçmiş diye düşündüm. Şoförün yüzünü hatırlamaya çalıştım genç biriydi. Kesin dedim namus mevzusu. Ama yok yok pek öyle çapkın birine benzemiyodu. Belki de alacak mevzusudur.
  Araba bizim otobüsün önüne geçti. Konu kapandı sandım. Başka korna sesleri gelince ön tarafa dikkatli baktım ki otobüsün önünde bi sağ bi sol yapıyo. Derken bizim otobüs ani bi fren yaptı öyle ki ayaktaki yolcularla birlikte biz oturanlarda ileri doğru atıldık. Şoför durdu ve ön kapıyı açtı. Eywah dedim hır çıkacak, bana mı denk geldi sınav var yaa. Yanımdaki kadın

 -Yuh sopaya bak, dedi

*fotoğraf nette bir habere aittir
 Bi baktım arabadaki adam arabadan çıkmış elinde yaklaşık 60 cmlik demir bir sopayla bizim şoförün camına geldi. Sopayı sallaya sallaya bir şeyler söyledi. Ön kapının açık olduğunu farkedince çıldırmış gibi oraya koştu. Öldürecek dedim. Herkes aynı şeyi düşünmüş olacak ki aynı anda erkek yolcular da ön kapıya doğru hucum ettiler. Adam direk içeri dalıp sopasını şoföre vurmak üzere kaldırdı. Neyse ki yolcular yetişmişti. Tuttular adamı. "Hop hop ne oluyo" dediler. Adamın sesi kalın ve kısıktı ne olduğunu anlamadığım bir şeyler küfürler etti. O esnada bizim şoför de ayağa kalkmıştı o da 2 metre vardı herhalde otururken hiç de öyle durmuyodu oysa. Şoför şaşkın ve sakindi. Neyse ki aklı başındaydı da gereksiz kahramanlıklar göstermedi

 -Tamam özür dilerim ben, dedi ve bunu duyan adam da hiçbir şey demeden çıkıp gitti. Ben arkasından bakakaldım. Yanımdaki kadın

-Sobası da ne büyüktü haa, diyince kendime geldim ve ağzımın açık olduğunu farkettim. Kadın da sırf sopaya takılmış.

  Olay sonrası olayla ilgili otobüste geçen tek konuşma bu oldu. Ayıptır söylemesi gerek şoförüyle gerek yolcularıyla çok cool bir otobüstük ;) Hiç kimse bişey söylemedi olay yaşandı, bitti ve geçti.

 Şimdi mevzunun ne olduğunu şoförle adam arasındaki husumetin ne olduğunu merak ediyorsunuz değil mi?

 -Önüme geçti şerefsiz!!!!

  Şuan bu yazıyı yazarken öyle korkuyorum ki. Yazıp yazmama tereddütteydim. Hatta yayınlayıp yayınlamamakta da kararsızım. Olmaz ya denk gelir okur, peşime düşer beni bulur sopasıyla gelir diye. Öyle ya yapar mı yapar. Yapmaz mı?

2 yorum:

Tatlı Tuzlu Anılarım dedi ki...

eheueheuehu hemen bi telefon aç bana adaıda bağla çünkü benim sizin oraya gelmem 2 saatı fln rahat bulur :D sorna adamı dövelim ama bağlıyken :D

çiğdem dedi ki...

öyle böyle kafaya alma ciddi korkular taşıyorum
uyku düzebim bozuldu kabusum oldu fredi'm oldu

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...